Stil ve Şıklığın Yansıması: Altınbaş Yansıma Koleksiyonu

Kalbi, ruhu ve öz benliğiyle hareket etmeye çalışanlar olarak her geçen gün kendimizi tanıyıp, kim olduğunuzu keşfetmeye çabalıyoruz. Bu içsel yolculukta bazen sessizlik, etkisinden uzun süre çıkamadığımız bir kitap ya da bir sembol bizlere eşlik edebiliyor. İşte tarih öncesi çağlardan bugüne ulaşan bu semboller, Altınbaş Yansıma Koleksiyonu’na da ilham oluyor ve kendini keşfetmek isteyenlere yolculukları boyunca eşlik ediyor. Hazırsanız koleksiyona ilham olan birbirinden anlamlı sembolleri yakından tanıyalım.
Helezon
Helezon ya da diğer adıyla burgu eğrisi, biçim ve anlam olarak sarmal ile çok yakından ilişkili olmasıyla tanınıyor. Gezegenimizin dönüşü, rüzgar ve su girdapları gibi büyük güçlerle de Helezon’u özdeşleştirebiliriz. Bu sembolün aynı zamanda tüm insanlığın bilişsel kavrayışını da temsil ettiğine inanılıyor. Son olarak da uzun ve tekrar eden yapısıyla bolluğu ve bereketi temsil ettiğini hatırlatalım.
Ay
Ay, gizemi ve mistik varoluşuyla insanların hayal gücünü daima besleyen bir sembol olmasıyla biliniyor. Gece gökyüzünde yarattığı aydınlıkla umudun ve aydınlanmanın da sembolü olan Ay, Güneş gibi sıklıkla doğum, ölüm ve dirilişle ilişkilendiriliyor. Ay, öte yandan suları da kontrolünde tutuyor ve bereket sembolü olarak da adlandırılıyor, ayrıca rüyaları yönetip dalgınlıkla da alakası olduğu düşünülüyor.
Sarmal
Eski çağların enerji ve yaşam ritmini temsil eden bir semboldür Sarmal… Maya Uygarlığı’nda Kış gün dönümünü ve yeni bir yıllık döngüyü simgeleyen Sarmal, Polinezyaların gözünde ise ölümsüzlüğü temsil ediyor. Bu sembolün başlangıç, farkındalık ve ilerleme gibi kavramları idrak etmeye ve öz keşiflerde içe dönüşe yardımcı olduğunu da ekleyelim.
Çifte Sarmal
Erkek-dişi, gece-gündüz, var-yok gibi zıt kavramların birlikteliğini ve karşılıklı bağımsızlıklarını ise Çifte Sarmal temsil ediyor. Tıpkı hayatın içindeki zıtlıkların uyumu gibi de düşünebilirsiniz. Çifte Sarmal, “Ancak biri varsa diğer kavram da vardır” yaklaşımını yansıtarak sizlere karşıt durumların beraber oluşturduğu kusursuz dengeyi hissettirmeye de olanak sağlıyor.
Lotus
Yaşam çiçeği olarak bilinen Lotus, suda yaşamasıyla biliniyor. Su ise hem biçim değiştiriyor hem de sürekli dönüşüyor. Suyun dönüşümünü aynı ruhlarımızın değişim ve dönüşümü gibi de düşünebilirsiniz. Örneğin su, yağmur, kar, sel ya da bir göl biçimini alabiliyor. Su ayrıca pek çok dini inanışta arınma ve şifa kaynağı olarak görülüyor. İşte Lotus da doğanın olmazsa olmazı su elementinden güç alan, saflığı, güzelliği ve ruhsal uyanışı temsil ediyor.