Kına Gecesinde Geleneksellik Sevenlere

Hayatınıza farklı bir renk ve heyecan getirecek evliliğin, en önemli ön aşamalarından biri olan kına gecesi, kendine has tatlı bir yorgunluğu ve telaşı olan, hazırlık aşamasında da uygulama esnasında da alabildiğine keyifli bir gelenek değil mi?
Geleneksel adetlerden biri olan kına merasimi, gelinin, baba evinde kalacağı son gece olduğundan dolayı duygu yüklü olur. Hüzünlü ve yanık ezgilerle söylenen ağıtlar, kına gecesinin olmazsa olmazlarındandır. Kına gecesinde uygulanan adetler, yöreden yöreye çeşitlilik gösterse de genel olarak gelinin ağlatılıp, kına yakılması şeklinde olur. Düğünden önce düzenlenen bu gece, genellikle gelin evinde yapılır. Damat tarafının aldığı kına, geline ve davetlilere yakılarak evlilik bir anlamda kutlanıp kutsanır.
Kusursuz Bir Kına Gecesi İçin…
Hüznün ve mutluluğun birarada yaşandığı kına gecesi, her ne kadar bekarlığa veda olsa da gelenekseldir ve bir o kadar da anlamlıdır. Kına gecesini geleneklere uygun olarak yaşamak istiyorsanız, almanız gereken bazı malzemeler vardır. Bunların başında gece için giyeceğiniz otantik yapıdaki bindallı ya da kaftan olarak adlandırılan kıyafetlerdir. Tamamlayıcı olarak değerlendirilen taç veya fes, kemer, duvak, eldiven, elgülü, ayakkabı ya da çarık, bu gecenin ruhuna uygun aksesuarlardır. Törende kullanmak için kına tepsisi, kına, mum, misafirlere dağıtılacak ufak kına paketleri, tef, halay mendilleri, çerez ve kına dağıtmak amacıyla kullanılan kına sepeti gereklidir. Hem kınanın üzerine yerleştirmek için hem de kına yakılırken gelinin etrafında dönecek misafirlere dağıtmak için yeterli miktarda mum tedarik edilmelidir. Kınada dağıtılacak hediyeler de katılacak kişilerin bugünü hatırlamalarını sağlayacağından ayrı bir önem arz eder. Bu amaçla dağıtılabilecek hediyeler; kına kesesi, çerez kesesi, lavanta kesesi, gelinin arkadaşları için taçlar ve duvaklar, bileklikler olabilir. Damat adayı için de yeşil duvak, kaftan, yelek, gömlek, kuşak ve fes isteğe göre alınabilir.
Hüzün ve Mutluluk Bir Arada
Kına gecesinin hüzünlü ve heyecanlı havasının yaşanmasına katkı sağlayan türküler, o anın atmosferini doğrudan etkiler. Başına allı pullu duvak örtülü olan gelin, bulunulan mekanın tam ortasına oturtulur ve genç kızlar, ağıtlar söyleyerek içinde mumların yakıldığı kına tepsisiyle gelinin yanına gelir. Yalnızca kadınlar tarafından geline kına yakılırken, genellikle çalgısız olarak türküler ve ağıtlar söylenir. En dokunaklı kına şarkıları “Kınayı Getir Aney”, “Yüksek Yüksek Tepelere” ve “Bir Bulut Olsam – Vardım Baktım” olarak sıralanabilir. Bu duygusal hava içerisinde gelinin eline kına konur ve adet olarak bu kınanın içerisine de altın bırakılarak gelinin avcu kapatılır. Kına yakma merasiminin bitimine müteakip gelinin duvağı açılır ve hüzünlü havayı dağıtmak amacıyla hem gelinin hem de davetlilerin eğlenebileceği hareketli şarkılara geçilir. Bu parçalar, davet sahibinin kişisel zevkine göre şekillendirilebilir ve çeşitlilik kazanabilir.