Mihrimah Sultan’ın Aşk Hikayesi
Kanuni Sultan Süleyman ve Hürrem Sultan’ın biricik kızları, zenginliğiyle söz ettiren, hayatını hayır işlerine adayan, sarayda sözü geçen ve yeri geldiğinde önemli kararlar alan, aldıran bir sultan; Mihrimah Sultan!
Mihrimah Sultan Kimdir?
21 Mart 1522’de dünyaya gelen Mihrimah Sultan Topkapı Sarayı’nda doğmuştur. Osmanlı padişahı I. Süleyman ile eşi Hürrem Sultan’ın ikinci çocuğu ve tek kızıdır. Mihrimah Sultan’ın doğumundan 2 yıl sonra, babasının ölümünden sonra yerine geçecek olan kardeşi II. Selim dünyaya gelmiştir.
Mihrimah Ne Demek?
Mihrimah isminin anlamı Farsça’da Mihr–ü (Güneş) Mâh(Ay) anlamına gelir. Gece ve gündüzün birbirine eşitlendiği günü müjdeleyen anlamına gelmektedir. İsminin anlamı kadar göz alıcı ve güzel bir kız çocuğu olarak dünyaya gelen Mihrimah Sultan babası tarafından çok sevilen, annesi tarafından iyi eğitim aldırılmış bir çocuk olarak yetişmiştir.
Rüstem Paşa İle Evliliği
17 yaşına gelen Mihrimah Sultan için evlilik yaşı gelmiştir ve eş olarak Diyarbekir beylerbeyi olan Rüstem Paşa gösterilmiştir. Rüstem Paşa yetenekli, zeki bir devlet adamıdır. 1539’da şehzadelerden Bayezid ve Cihangir’in sünnet düğünlerinde Mihrimah Sultan ile evlenmiştir. Mihrimah Sultan’la evlenerek saraydaki konumunu güçlendiren Rüstem Paşa çok kısa zamanda Mihrimah Sultan’ın annesi Hürrem Sultan’ın en güvendiği ve sevdiği kişi durumuna gelmiştir ve bu sayede sarayda sadrazamlık mertebesine yükselmiştir. Ancak Şehzade Mustafa’nın idam ettirilmesinde rolü olduğu düşünülerek, büyük suçlamalara uğradığından Kanuni Sultan Süleyman tarafından şüpheli bulunarak görevinden alınmıştır. Yerine geçen sadrazam Kara Ahmet Paşa’nın 1555’te idam edilmesiyle Rüstem Paşa ikinci kez sadrazamlığa getirilmiştir.
Mihrimah Sultan’ın Hastalığı
Hastalığa yakalanan Mihrimah Sultan İstanbul’da esir tutulan bir İspanyol doktor tarafından tedavi edilmektedir. Doktorun tüm çabalarına rağmen yine de iyileşemeyince kayınbiraderi olan Kaptan-ı Derya Sinan Paşa, kölesi Pedro’dan yardım istemiştir. Kıskançlığıyla bilinen Rüstem Paşa bu tedavinin kapalı kapılar arkasından yapılmasını uygun görmüştür. Görmeden tedavi olamayacağını belirten Pedro direkt Mihrimah Sultan’dan izin istemiştir. Muayenelerden sonra hazırladığı ilaçlarla Mihrimah Sultan’ı sağlığına kavuşturmuştur.
Mihrimah Sultan ve Saraydaki Konumu
1558’de Hürrem Sultan’ın ölümünden sonra babasının müşaviri olarak görev almıştır. Valide sultan gibi hareket eden Mihrimah Sultan, Kanuni Sultan Süleyman’ı Malta Seferi’ne teşvik eden isimlerden biridir. Kardeşi Sultan II. Selim ve yeğeni Sultan III. Murad zamanında hayatta olan Mihrimah Sultan “Hala Sultan” ismiyle anılmıştır.
Osmanlı Sarayı kadınları arasında en büyük bir servete sahip olandır. Babasından kalan yüksek gelirli haslardan harici, Rüstem Paşa`nın Osmanlı tarihinin en büyük serveti sayılan mirası da kendisine kalmıştır. Rüstem Paşa`nın kardeşi olan Kaptan-ı Derya Sinan Paşa`nın mirası da hiç çocuğu olmadığı için Mihrimah Sultan’a devredilmiştir.
Mihrimah Sultan hayatı boyunca cömertliği, iyiliği ve hayırseverliği ile anılmıştır. Servetinin önemli kısmını yardımlarla dağıtmıştır. İstanbul’da iki büyük külliye yaptırmıştır. Ve bu külliyelere bağlı bir çok vakıf kurmuş ve varlıklarını sürdürmüştür. İstanbul dışında Mekke ve Medine’de de pek çok vakıf kurmuştur.
Mimar Sinan’ın Biricik Aşkı Mihrimah Sultan
Mihrimah Sultan Osmanlı Devleti’nin Mimar Sinan gibi en güçlü karakterleri arasında büyümüş, Osmanlı Devletinin en görkemli çağlarında yaşamıştır. Mimar Sinan desteğiyle İstanbul’un Üsküdar semtinde cami, medrese, ilkokul ve hastaneden oluşan büyük ve görkemli bir yapı yaptırmıştır. 1562-1565 yıllarında yine Mimar Sinan’a Edirnekapı semtinde cami, medrese, hamam ve çeşmeden oluşan Mihrimah Sultan Camii ve külliyesini yaptırmıştır.
Mihrimah Sultan’a aşık olduğu söylenen Mimar Sinan bu eserlerinde, Mihrimah Sultan’ın Güneş’le Ay anlamına gelen ismine ithaf edercesine bir sır gizlemiştir. Yılın sadece birkaç ayında camilerin birinde güneş batarken diğerinden ay doğmaktadır.
Mihrimah Sultan Nasıl Öldü?
1574-1595 tarihleri arasında yeğeni III. Murad’ın padişah olduğu ilk yılları gördükten sonra 25 Ocak 1578’de genç sayılacak bir yaşta İstanbul’da ölmüştür. Kendi külliyeleri yerine babasının Süleymaniye’deki türbesinin yanına gömülmüştür.